hakkımızda                           irtibat           

  Anasayfa   GÜNDEM

Amerİka Irak’ta Kukla Arıyor  17.01.2005

Washington devlet yetkilileri, Amerika’yı Irak’ta çok zor bir dönemin beklediği öngörüsünde bulunmuşlardır.

Irak Millî Meclisi seçimleri öncesinde öne sürülen bu görüş, seçkin Amerika devlet adamlarından en az beşinin farklı televizyon kanallarında yapmış oldukları röportajlarda dile getirilmiştir.

Bu görüşü dile getiren ve Irak’ın geleceği hakkında ciddi endişe duyan Amerikan devlet adamları şunlardır:

Henry Kissinger seçkin politika uzmanı, eski Dışişleri Bakanı ve eski Millî Emniyet müşaviri; Bresensky, eski millî emniyet müşaviri; Collin Powell, görevinden istifa eden Amerika Dışişleri Bakanı; Richard Hallbrook, dış siyaset müşaviri ve John Kerry, Bush’un seçimlerdeki rakibi.

Bu bağlamda bir hafta içinde iki kez açıkca Irak’ın bölünmesi gerektiğini ısrarla savunan ve Henry Kissinger tarafından dile getirilen görüş, çok küstahça ve aynı zamanda da ürkütücüdür. Seçimlerin yapılmasını veya yapılmamasını Amerika açısından aynı ayarda gören ve tehlikeli değerlendiren Henry Kissinger şöyle demiştir:

“Irak seçimleri ümit verici bir atıf noktası olabileceği gibi, mevcut kaos ortamını daha derinleştirebilecek bir güce de dönüşebilir.”

 Konuya bu açıdan bakan bu eski politika uzmanı, Irak’ın bölünmesini ve bunun da şu şekilde gerçekleştirilmesini önermektedir:

“Irak seçimlerinden sonra Saddam dönemindeki gibi merkezi hükümet düşüncesinden vazgeçilmesi ve bir tür bölgesel özerklikler oluşturulması kaçınılmazdır.”  

 Henry Kissinger düşüncesini çok açık ve net olarak şöyle ifade etmektedir:

“Irak’ta bir Şiî devletinin kurulması durumunda, ülkenin bütünlüğüne saygı duymak Amerika için hiç bir yarar sağlamayacaktır. Buna binaen Irak’ta olası bir Şiî din devletinin kurulması konusu asla kabul edilir bir şey değildir. Eğer durum bu noktaya varacak olsa, Irak’ın toprak bütünlüğünü korumanın bize bir yararı olmayacaktır. İşte bu noktada yapılması gereken şey, baskıcı din devleti karşısında farklı ırklara özerklik hakkı tanımaktır.”

 Kissinger’in savunduğu görüşün açılımı şundan ibarettir: Amerika, Irak seçimlerinden dinî eğilimleri olan bir Şiî devletinin galip çıkması durumunda mümkün olan her yola baş vurarak böyle bir hükümeti sekteye uğratmalı ve yaşamasına izin vermemelidir. Henry Kissinger göre böyle bir hükümetin karşısında en az beş etnik hükümet kurulmalı ve Irak’ta, her biri farklı telden çalan altı hükümet oluşturulmalıdır.

Irak’ın bölünmesi, Amerika tarafından çok daha önceden tasarlanmış bir konudur; ancak Henry Kissinger tarafından öne sürülen görüş, Amerika’nın planının ötesinde ve çok daha kapsamlıdır. Önceleri Irak’ın bölünmesi Amerikalılar tarafından dile getirildiğinde, ülkenin iki veya üçe bölünmesi öngörülüyordu. Bugün dile getirilen konu ise, Irak’ın birbirine düşman altı yönetim şeklinde bölünmesidir.

 Henry Kissinger ve diğer Amerikalı yöneticilerin konuşma üsluplarından anlaşılan şudur: Amerikalıların isteği, Irak’ı bölme planını Şiîlere karşı bir tehdit gibi kullanmak ve seçimler öncesinde Washington’un isteklerine teslim olmalarını sağlamaktır. Bu bağlamda Amerikalı yetkililerin Şiîlerden istediği en önemli şey ise, seçimlerin demokratik görünümüyle gerçekleşmesi ve seçimin ürününün de Amerika’nın istediği ölçülere uyumlu bir anayasa ve hükümet olması gerektiğidir.

Amerika, bu isteğinin Iraklı Şiî liderler tarafından kabul edilmesi ve gerçekleştirilmesi durumunda ancak “Henry Kissinger Planı”ndan vazgeçebilir.

Daha açıkcası “Henry Kissinger Planı”nın gündeme taşınmasının ve dillendirilmesinin amacı şudur: Iraklı Şiî liderlerin, Irak’ın geleceğinin ancak Amerika’nın isteği doğrultusunda şekillenebileceğini, Şiî liderlerin ise ancak kukla olarak Amerika tarafından kullanılacağını ve diledikleri yerde görevlendirileceklerini kabullenmeleridir. “Henry Kissinger Planı”nda Irak’ın bölünme ve iç savaşların çıkma durumunun yan yana yer alması da bu amaca hizmet etmektedir.

Aslında bu plan, bütün yolları Iraklı Şiîlerin yüzüne kapatmış ve onları bir yol ayrımında bırakmıştır; ya Irak’ın gelecek ve egemenliği kayıtsız-şartsız olarak Amerika güdümünde ve sömürüsü altında olacaktır veyahut da iç savaşlara ve bölünmeye katlanılacaktır.

Bilinmesi gerekir ki bu tehdit, sadece Iraklı Şiîlere dönük değildir; bütün Müslümanları kapsamaktadır. Amerika’nın amacı, Irak’ın gelecek ve hakimiyetini kendi elinde bulundurmaktır; yönetimin Şiî veya Sünnü veyahut da her iki kesimin elinde olması hiç fark etmiyor. Amerika’yı razı edecek tek şey, yönetimi emrine itaatkâr kılmaktır.

Buna binaen “Henry Kissinger Planı”, İslam’ı ve Irak halkını hedef almaktadır; hedef tahtasına oturtulan sadece belli bir mezhebin izleyicileri değildir.

Bu hedef göz önünde bulundurulduğunda, Irak seçimlerine bel bağlayanlar ancak iyimser ve sade insanlar olarak nitelendirilebilir. Amerikalı yöneticiler açısından ne Şiî, ne Sünnü, ne demokrasi ve ne de Irak halkının bağımsızlığı asla önem taşımamakta ve hiç bir şey ifade etmemektedir. Onların düşündüğü tek şey, tam anlamıyla Irak’ın geleceğine hakim olmaktır; onlar açısından ancak bu amaca hizmet eden yol kabul edilebilir.

 Bu acı gerçek, Irak halkı için hayatî bir ders olabilir ve olmalıdır da. Irak halkı, hangi ırk ve mezhebten olursa olsun bu gerçeği göz önünde bulundurarak birleşmeli ve Amerika’nın komploları karşısında durmalıdır. Bugün Irak halkının farklı yönlere yönelmesi, kutuplaşması ve birbirlerinin canına düşmesi, Amerika’yı çirkin hedefine ulaştıracak en etkili ve kolay yoldur.

Irak halkı ancak birlik ve beraberlikle, ülke çıkarlarına öncelik tanımakla, etnik ve mezhebî çekişmelerden sakınmakla Amerika sömürüsünün karşısında durabilir, ülkenin bölünmesine ve iç savaşların çıkmasına engel olabilir ve de dış güçlerinin egemenliğine gerek duymayan olgun bir halk olduklarını kanıtlayabilirler. 

 IQRAA-Araştırma  17.01.2005   

               
Geri dön

 

 Irak Seçİmlerİ  29.12.2004 

30 Ocakta yapılması planlanan Irak millî kurultayı seçimleriyle 275 milletvekilinin seçilmesi bekleniyor. Irak seçimleri, ülke içi ve dışında bir günde gerçekleşecektir. 18 yaş ve üzerinde bulunanlar, bu seçimlere katılarak oy kullanabilecektir.

 

ABD’İn Irak Seçİmlerİ SonrasI Endİşesİ 21.12.2004

 ABD, Irak seçimlerinden Şiaların zaferle ayrılmalarından büyük endişe duymaktadır.

Washington Post Gazetesi: “İran, ABD’nin Irak’daki güçünü ve hedeflerini tehlikeye sokarak büyük bir zafer kazanma konumuna gelmiştir.” başlığıyla yayınladığı “Irak Seçimi’nin Analizi” adlı yazıda şöyle devam ediyor: “

 

Irak ve 30 Ocak Seçİmlerİ 16.12.2004

Dünya kamuoyu Irak’daki 30 ocak seçimlerini beklerken ülkede sular durmuyor, hergüne yeni bir katliam haberi ile başlanıyor. Irak’ın durumunun bölge ülkeleri, ortadoğu ve İslam alemi için ne kadar önemli olduğu inkar edilemez bir gerçektir.

 

   
  Gündem    

           YAZI DİZİSİ

İSRAİLOĞULLARI TARİHİ III

 

 

 

 

İsrailoğullarına, Hz. Musa’dan(a.s) sonra birçok peygamber gelmişti, bu peygamberler İsrailoğullarını hidayete ulaştırmak onları refah ve huzura kavuşturmak için büyük zahmetler çekmişlerdi...

 

IRAK´DAKI ŞİA GRUPLARI

Tarih boyunca farklı mücadelelere sahne olmuş Irak toprakları günümüzde de çeşitli grupların kendi alanında mücadele verdiği bir ortam sergilemektedir. Bu kutsal toprakların her karışını yiğitlerin izleri ve şehitlerin kanlarının süslediği Irak yine tağutların zulmüne ve...

 

 

 

 

  Siyaset    
  Bilim    
  Yazı Dizisi    
  Kültür - Sanat    
  Soru - Cevap    

 

MUHARREM ÖZEL

 

   

 

SİYASET            

İslamda Devlet Sistemİ

İnsan toplumun temel ihtiyaçlarından biri, toplumu idare edecek, toplumun işlerini düzene koyacak, birey ve toplumun menfaatlerini koruyacak bir devlet ve hükumettir.Toplumun  ve fertlerin çıkarlarını korumak, bireylerin karşılıklı vazifelerini belirlemek...

 

KÜLTÜR            

HUNTİNGTON’NUN YENİ SENARYOSU

1993 yılında Medeniyetler Çatışması (The Clash of Civilizations) adlı tezinin Foreign Affairs´te yayınlanmasından sonra o güne kadar stratejilerini sessizce üreten Harvard Profesörü Samuel P. Huntington, 1996 yılında bu tezinin kitap haline getirilip aynı adla dünya dillerinde basılmasının ardından geleceği en iyi analiz edebilen bilim adamı olarak lanse edilmeye başlandı. 26.06.2004